Çocukluk ve Ergenlikte Tükenmişlik: ‘Duygusal Yoksunluk’
Her birey dünyaya savunmasız olarak gelir. Birey için ‘anne’ olmazsa olmazı, ilk sığınağıdır. Anne çocuğun gelişiminde kilit noktada bulunan kişidir. Ancak çocuğun gelişimini etkileyen başka faktörler de vardır ve bu kişilerin bireysel farklılıklarla dünyaya gelmesine sebep olur.
Anne rahmine düştüğü andan itibaren biyolojik ve psikolojik olarak yaşanan her şey kişinin yaşamını etkileyebileceği gibi; babanın varlığı, babayla ilişkiler, çevresel ve genetik faktörler, kalıtımsal hastalıklar, aile dinamikleri ve ilişki biçimleri, kültürdeki gerilimler de çocuğun gelişimini etkiler. Tüm bu etkilere rağmen anne benzersiz yerini korumaya devam eder.
Ancak anneyle sağlıklı bir bağ kuramayan çocukların duygusal yoksunlukla karşı karşıya kaldığı görülür. Zira duygusal yoksunlukla büyüyen çocuklar, her ne başarırsa başarsın, kendisini başarısız ve çaresiz hisseder. O büyümeyen çocuklar(!), terapi odalarında gözyaşlarını var ol(amaya)an anne yüzünden bırakır ve kendisini suçlar.
Şüphesiz ki herkes en iyi anne olabilmek için çaba gösterir, bu yüzden ‘kötü annelik’, ‘iyi annelik’ diye sınıflandırmak yerine ‘sağlıklı annelik’ konusunda bebeğe verilmesi gereken on temel mesajı ele alacağız.
(1) Burada olduğun için mutluyum
Bir çocuğa, “Burada olduğun için mutluyum” demenin yolu, onunla beraber