Nun, bencillikten uzaklaşmamızı sağlayandır. Başka insanların, başka canlıların da var olduğunu, havanın suyun kıymetini öğretendir. Herkesin bir Nun’u Olmalı… 2011 Alma Ödülü adayı Seza Kutlar Aksoy’dan, her çocuğun kendinden bir şeyler bulacağı, duyarlık ve iyi yüreklilik özlemiyle yüklü çağdaş bir fantastik roman… Cansu için sıkıcı bir öğleden sonraydı. Çikolata yiyebilmek için evi birbirine katması, ders çalışmamak için bin bir takla atması bile bu ruh halini değiştiremiyordu. Biri gelip de «Bugün başına öyle tuhaf şeyler gelecek ki, şaşırıp kalacaksın!» dese hayatta inanmazdı. İnadına ve dikbaşlılığına yenik düşen Cansu, annesinin sözünden çıkarak önce bahçeye inip, sonrasında da arkadaşı Ayşe ve annesi ile mahallelerinde yeni doğan köpek yavrularını sevmeye gidince olanlar oldu. Cansu kaybolmuştu! Üstüne üstlük annesinin kaybetmemesini tembihlediği kapı anahtarını da köpeklerin bulunduğu yerde bırakmıştı. Cansu yapayalnızdı ve çok çaresizdi. Keşke uçabilme yeteneği olsaydı da hemencecik evini bulabilseydi… Ümitsizce dolanırken yolu ayakkabı boyacısı Dumçuk’la kesişti. Dumçuk da onu H.D.D.ye yani ‘Her Derde Deva’ya götürdü. Sağ salim evine geri dönebilmesi için H.D.D. Cansu’ya Nun adında bir Uygun Bebek verdi. Tavtav adlı gezegenden gelen parmak büyüklüğündeki bu bebek Cansu’ya nasıl yardım edebilirdi? Cansu bir daha eve geri dönebilecek miydi? Nun’un uçarı planları Cansu’yu içerisinde bulunduğu sıkıntıdan kurtarmayı başarabilecek miydi? Seza Kutlar Aksoy’un büyülü kalemi ve Saadet Ceylan’ın ışıltılı resimleriyle renkli bir okuma deneyimi sunan Nun Gelince, okurlarını hayatın gerçekleriyle yüzleştiren akıcı fantastik kurgusuyla da dikkat çekiyor. Nun, bu kitapta sadece Cansu’nun ve dolaylı olarak etrafındakilerin hayatına dokunabiliyor. Ama kulağımıza fısıldadığı, yüreğimize seslendiği daha pek çok önemli şey var: Büyüme ve kişilik kazanma süreçleri, anne baba – çocuk ilişkileri, eğitim ve çevre sorunları gibi çeşitli konular üzerine bizleri düşünmeye davet eden Nun, tüm bunları çocuk gerçekliğini göz önünde bulunduran bir anlayışla, çocuk okurunu anlamın oluşmasına ortak ederek, didaktizme düşmeden başarıyor. Çocukların gönlünce uçabildiği, tavukların konuştuğu, Uygun bebeklerin iyilik saçtığı renkli bir dünyada herkesin bir Nun’u olmalı. Kim bilir belki Nun gelince sadece çocukların değil, yetişkinlerin de hayatına ışık saçmayı başarabilir…